DİL SET KOYMUŞ ANLATILACAK SEVDALARA…..

Dilimize hep kilit vurmuşuz küçüklüğümüzden bu yana.

‘’Söz gümüşse, sukut altındır’’ demişiz. Ve suskun kalmayı edepten sayar olmuşuz.  Biraz sesimizi çıkarsak, bir konu hakkında görüş beyan etmeye çabalasak hemen kaş göz hareketleriyle susturulmuşuz.

Susmazsak ağzımıza ‘’acı biber sürmekle’’ tehtid bile edilmişiz.

Bastırılmış bir nesil olarak bu yaşlara geldik durduk. Bundan dır beklide şimdiki çocukların bilmiş tavırlarını garipseyişimiz. Bundandır beklide çocuklarımızın sorularına cevap veremeyişimiz.

Son dönemlerde evliliklerde boşanmalar arttı. 

Boşanmalarda ki nedenlerden ilk sırayı ‘’sanal’’ diye atlandırdığımız internet dünyası aldı. Derinine indiğimizde geçmişte her şeyi konuşmanın ayıp sayılması ve bastırılmış duyguların yattığını görmekteyiz. Evlerde eşler, hatta anne ve babalar çocuklarlıyla sohbet etmez oldular. Bu boşluğu sanal ortamda ki sanal dostluklar! Vakit kaybettirmeden doldurdu.

İletişim çağında iletişimi kuramaz olduk. Dertlerimizi ailelerimizle, akrabalarımızla paylaşamaz olduk. Cenazelerde ve düğünlerde bir araya gelen akrabalıklarda nerdeyse yok olmak üzere büyük şehirlerde. Hasta ziyaretinin önemi unutuldu.

Çoğu sanat adamına bakın kendini tekrar eden eserler ortaya koymakta. Duygusallığı en had safhada yaşayan ve yansıtması gereken kalemler bile bir noktada kendi kendini frenlemekte.

Düşünün bir şairi. Bir kitap çıkarmış hislerini yansıtmış okuyucusuna. O satırlarda okur kendini bulması gerekirken, paparazzi muhabiri gibi yazanın yaşantısında ki kesitleri araştırmakta. Okuduğu eseri özümsemek, duyguyu kendi dünyasında yaşayıp tat almak ikinci plana gitmekte.

Ne zaman duygular özgür kalacak, o zaman eşsiz eserler gönlümüze konacak.

Yazımı yeni yazdığım bir şiirimden bir bölümle bitirmek istiyorum.

 Duygularınızı serbest bırakın.

Gitme,
Yüreğim müebbet yemiş,
Mahkûm olmuş haykırışlara.
Dil set koymuş anlatılacak sevdalara.
Gitme,
Özgür bırak kelimeleri,
Sal bir güvercinin kanadına.
Sarp dağlara haykır,
Haykır,
Yıllara inat anlatamadıklarına.

Hüznün ve Gözyaşının şairi Gürhan Olcaytürkan 

www.kafiye.net