Zaman Kumları Özür Dilerse

Aklım başarısızlık duygusu içinde kıvranıyor
Özgürlüğümün tadı mı yoksa kekre…

Neşe, keder, suçluluk duygusu ve acı
Kendi ruhuma dokuna bilsem
Her şey tecessüm
Canımı acıtıyor uçurumdan gülümsemen!

Dilimi mi yuttum aklımı mı yitirdim? 
Kızgınlığım ve çaresizliğim kıyasıya
Deli gönlüm ne hissettiğimi anlatamıyor
Ne istedi içimdeki gölgelerden
Yoksa yanlışla doğru arasındaki gayreti 
Sonsuz boşluğu mu?

Nefesimi tutmuş yüzümün diğer yarısı
Zamanı durdurmuş bu şehrin
Gidemem ki dilimden daha uzağa 
Aklınca bana bakacağına dair söz vermiş

Serserice dirense de gözümün merceği
Bir yangının tam da ortasında ölümü
Aklımın ermediği akıp giden çığlığı
Yakamda bir çocuğun sol yanı 
Malum biraz kırgın…

Yaprak dökse de 
Zannetme tutunur bir başka bahara 
Nedensiz bir yokuş 
Tanımadığım o ela gözler
Attı asiliğine imzasını kucak açtığının

Ve nihayet koynunda gecenin 
Kaybetmekle yenilmek arası kıyamadığı
Biliyorum yükü sevmektir artık düşlerin
Ne olursa olsun şimdi yanımda 
Bir tutam hasret
Beklerken kalbime kaçarım
Dünkü geceden yalanları süslerim

Canımı al ki fena özlemişim
Günahları bende her şeyin 
Özür mü diler ki zaman kumları

Ne desem yalan olur 
Bildirme beni ecelime yeter öldürme
Bir ilk düşer yandım aman derim de
Yinede çeker 
Kader bekçisiyiz unuttun mu 
Kim bilir, belki de, kimine göre…

Haksız mıyım
Bazen doğru yoldan şaşar hayallerle okşanırız
Bazen sabahı sabah eder kendimize küseriz
Çünkü bizler gururumuzun korkağıyız
Anıları saklamakla içimizi yakarız.

İlknur Özgün Yıldırım 01 Aralık 2015 Salı
www.kafiye.net