Aşkın Küflü Odaları

Nefesimiz soluklanırken sokak afişlerinde
Loş ışıklar, ağlatırken geceyi
Yüreğimizden bir ses
Aşkın küflü odalarına, çağırır bizi
Ve
Yorgun bakışlarımız avunur avuçlarımızda

Gecenin karanlık örtüsü çekilirken üzerimize
Geçmişin iniltisi sızlatır yüreğimizi
Hayatın acı zembereği boşalırken üstümüze
Gözlerimizden damla yaş süzülür yüzümüze

Ve
Kapanır gözlerimiz dalar geçmişimize
Irgatlık ettiğimiz tarlalarda, umutlarımız tırpanlanır
Harman olur gözlerimizde, toplanır sinemize
Yılan sevişmeleri ürkütürken bedenimizi
Bakışlarımızdan kör kurşunlar yağar gecelerimize

Parmaklar ayrılırken avuçlarımızdan
Ülker yıldızı sönerken başucumuzda
İçimizdeki tanımadığımız yanlarımız
Buruk sancılar içerisinde patlatır dudaklarımızı

Esiri olduğumuz yılan gülüşler sokulur sol yanımıza
Düş tarlalarına ektiğimiz umutlar, hasada gelmeden son bulur
Yüreğimizde kabaran okyanuslar
Pusulasız kaptanlara tayfasız yön olur
Dalgaların öfkesi karanlık geceyi örter üzerimize
Siyah beyaz resimler çizer yüzümüze

Göğsümüzden hırıltılı, hıçkırıklı ses yükselir gökyüzüne
Umuduna esir olduğumuz yıldızlar söner, yeryüzüne
Nefesimiz kalp atışlarında kesilir
Susar dudaklarımız geceye kapanır gözlerimiz

Karanlığın soluk yüzü
Gözlerimizden kan ağlatırken ellerimize
Nefesimiz soluklanır
Bedenimiz dağılır sokak afişlerine
Ve
Siyah beyaz resimler çizer yüzümüze

Nurettin Aksoylu
www.kafiye.net