Barış İstiyoruz…

Yaşanan bir durumu, olayı anlamak için öncelikle işin içinde olmak ve o havayı teneffüs etmek gerekir. Doğu bölgelerimiz birçok yönden yoksun bir yer, o kısır döngü de tek istekleri güvenli ve normal bir yaşam…

Hani daha fazlasını istemiyorlar… Aile bütünlüğü, birliği içinde ve sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürmek onlar için her şeyden daha önemli bir durumda.

Bir parça ekmekleri olsa, sevgilerini katarak size sunacak kadar samimi ve sıcak insanlar…

Batı, Doğu ayırımı yapmak değil amacımız fakat gerçekler de var. Doğuda kız çocuğunun okuması, dışarıya çıkması, özgür davranması halen sıradan bir durum değil… Üstelik orada sadece kız çocukları değil, erkek çocuklarının ve gençlerin de sınırları var.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi başka şeyler de eklenerek kambur zambur oluyor. Korku ve baskı kültürü kişilerde bir göstermelik hayat tarzı, bir de sadece kendisinin bildiği ve yaşadığı iç dünyasının varlığını ortaya koyduğu farklı bir yaşam hayalini ortaya koyuyor yada derin kuyulara atıyor.

Özgürlüklerin sınırları yok elbette. Şunu söyleyebilirim ki, dünyaya geliyorsun ve o hayat sadece senin hayatın değil.

Belki bir yere kadar haklı gerekçeler olabilir fakat bir noktadan sonra işkenceye giren, kişinin hayallerine balta vuran ve kuyularda kaybolmasını sağlayan bazı yasaklar kişilerde yıllar sonrasında farklı sonuçlar doğurabiliyor.

Unutmayalım… Tedavi edilmeyen ve bastırılan travmalar er ya da geç ortaya çıkar.

Tetikleyen bir şeyler insanın rutin hayatını birden bire alt üst edebilir.

Hani deriz ya eğitim şart. Evet, eğitim şart… Sanırım yeterli değil. Eğitim ile beraber zihniyetin değişmesi gerekiyor.

Başınızı kuma gömerseniz hiçbir şeyi duymaz ve görmezsiniz. Onun için diyorum ki; ben taraflıyım, insanlıktan yana, barıştan yana, özgürlükten yana, sevgiden yana, var mı karşı çıkan… Önce insan olmak lazım… Diğerleri sonra gelir… Herkesi sevmeye başladım sonradan, arsızları, arkadan konuşanları, maymun iştahlıları, kuyu kazanları, dedikoducuları, yalanı gözünü kırpmadan söyleyenleri, vefasızları, çünkü bunlar kişinin kendi hikâyeleri ile ilgili bir durumdan kaynaklanıyor ve kişiliklerinin bir parçası oluyordu… Vatan, dil, din, ırk ayırımı yapanlar hariç.. Önce insan olanı seviyorum… İnsan canına saygı duyanları seviyorum

Hepimizin doğru yanlış, kırık dökük, güzel çirkin hayalleri ve ümitleri var, ya bunları yok edeceğiz. Ya da el ele verip kardeşçe barış ve huzur içinde yaşayacağız. Ya da dilim varmıyor…

Belgin Turan Satıcı
www.kafiye.net