Şehr-i Hüzün

İstanbul’u anlat bana.

Boğaz’dan başla anlatmaya.Kızaran balık kokusuna karışan deniz kokusundan bahset.

Büyük gemilerin yanından geçen küçük balık teknelerini,korna sesleri arasında kaybolan çocuk seslerini de anlat.Güneşin doğuşunu da anlat.Başını gökyüzüne çevirip bulutları anlat.Kaç kuş geçti?

Hepsini bilmek istiyorum…

Kalabalık bir caddede dur ve insanları anlat.Kaçı gülüyor?Kaçı gerçekten mutlu?Kaçı ağlıyor?Hangisi en yalnız olanı?Işıklı vitrinin önünde duran kadın mutlu gibi sanki.

Hadi konuş onunla!

Hikâyesini öğren ve anlat bana!

Koşar adımlarla geçen insanlar yüzünden aşınmış yolları izle birazda.Selam ver üstada.

Zaman içinde ki zamansızlıklarını adlandır gülümseyerek.Oyun mu yoksa çaresizlik mi adını sen koy.

Sonra köşede ki en yalnız adamı çek kenara hiç gülümsemiş mi diye sor.Cevabının dinlemeden susturup kendine bir şans daha vermesini sağla.O farkında bile olmadan tozlu yollara tekrar at onu. Zaman içinde zamansızlık yaşayan insan ile arkadaşlığını,o yolda nasıl ilerlediklerini anlat.

Geceyi anlatmayı unutma!

Sokak lambalarına inat parlayan yıldızları,yıldızların arasında duran ayı,gölgelere gizlenerek açıklarını kapatmaya çalışan İstanbul’u anlat bana.

Karanlıkta ortaya çıkan canavarların lüks otel camlarına yansımalarını,sahibi tarafından sokağa terk edilmiş köpeğin mücadelesinden bahset birazda.

Ağlayan genç bir kadını güldürmeye çalışan adamın hikâyesini de ekle bir kenara.

Derin bir nefes al hazır İstanbul’dayken.

Mutlulukla-hüzünü, Zenginlikle-yoksulluğu, acıyla-tatlıyı bir arada yaşayan şehri anlat bana..

Aleyna Tuğçe BAKKAL
Beştepeler Lisesi
9/B sınıfı
www.kafiye.net