Sen vicdansız İstanbul

Bu sözlerin zulümdür, yüreğimi dağladın,
Aşkın yolculuğunda, yalnızlığı sağladın…
Uzanırken tutup da, ellerimi bağladın,
Acıların ocağı, ol mektuba haydi pul,
Yüreğimde gezinen, sen Vicdansız İstanbul!

Aşkın topraklarında, kırk kilitli o yerin,
Gün geçtikçe kararan, gözümdeki şu ferin.
Tetiğe basmış hasret, yarası da çok derin,
Damarımda sen varsın, bana bir torba kan bul,
Yüreğimde gezinen, sen Vicdansız İstanbul!

Muhacir yüreğime, ağıtlar yakıyorum,
Buz kesen gecelere, anlamsız bakıyorum.
Bir sevda pınarı bu, zıt yönde akıyorum,
Dağ köyüne götür de, altımda olsun bir çul,
Yüreğimde gezinen, sen Vicdansız İstanbul!

Birlikte kısmet değil, pembe yüzün kararmış,
Bu gidip de gelmeler, aşkımıza zararmış.
Tercihin ondan yana, son verilen kararmış,
Vurdukça vurdun işte, köle olmuş bak bu kul,
Yüreğimde gezinen, sen Vicdansız İstanbul!

Gece karanlığında, ıssız bir yola saptım,
Yıldızları toplayıp, yüreğime sır yaptım.
İçime bir hâr düştü, hüsranı burda kaptım,
Kar etmiyor ruhuma, ne dershane ne okul,
Yüreğimde gezinen, sen Vicdansız İstanbul!

Kalan hasret deryası, dalgalarla yayıldı,
Bu can o kor ateşin, alevinde bayıldı…
Kapkaranlık Dünyama, sevdan Güneş sayıldı,
Yalnızlık direnişim, haydi artık onu bul,
Yüreğimde gezinen, sen Vicdansız İstanbul!

Hakan KURTARAN
25.05.2008-Aydın
www.kafiye.net