OLMAYAN SEVGİLİYE MEKTUP

Sana uzak diyarların birinden okunmamış mektuplar yazıyorum. Kuruyan mürekkebimi gözyaşlarımla ıslatıyorum. Harfler kayboluyor, kalemimden sayfaya dökülen izlerde. İçimde boş bir sızı dolaşıyor nefesimin buharını silercesine. Nerdesin bilmiyorum. Sen var mısın gerçekten, yoksa ben çok mu hayal kuruyorum? Okunmamış mektupların değeri nasıl bilinmediyse ben de seni o kadar bilmiyorum.


Şimdi karanlık bir odada olmayan bir aşkın saltanatını sürmekteyim. Bir yürek titremesi ellerle birleşince yazmak tarifsiz bir his bulutu. Yoksun sen, hiç olmadın. Ben olmayan bir sevgiliye gelecekten mektuplar yazıyorum. Izdırabım olmayan bir sevgiliye naz yapar gibi. Ve gecelerde kayboluyorum.


Geceler… Onlar neden yalnız, bana mı özendiler? Belki sen de yalnızsın şimdi. Gelecekteki ‘bir gün’ü mü bekliyorsun? Gelecek, bir gün gelecek mi? Sen var mısın gerçekten? Olmayan birini sevebilir mi insan? Ah bu sorular! İçimde büyüttüğüm bu aşk adım adım beni küçültüyor. Dalga geçerek başladığım bu aşk, beni olmayan birine mıknatıs gibi çekmekte.


Duygular… Kelimelerle kalır mı? Hayır bu içimdeki her neyse kelimelerin arkasına saklanmayacak kadar istisna. Şimdi hiç olmayan bir sevgiliye aşık olacak kadar deliyim. Sen hep ordasın, orda işte. Neresi bilmiyorum. Bilseydim acı çeker miydim? Belki bu yüzden aşkım tarifsiz bir meşale. Ki o meşale aydınlatması için kalbime tutulan bir ışık niyetinde. Aydınlatmak yerine kalbimi tutuşturan bir ateş, bir ateş ki cehennemden kopan bir parça sanki. Sayfalar tükendi, mürekkebime damlattığım gözyaşlarım bile kurudu artık. Şimdi kalbimden damlayan damlalar bütün vücuduma yayıldı. Bir zehir gibi içimde dolaşıyor. Bu aşkın alavı tüm organlarımı sardı.


Aşk? Üç harfle yazılan, kelimelere sığmayan şey… Varlığından mıdır yokluğun? Nasıl olur da yoğun bir şekilde varken, yok olabilirsin? Sancılarıma kulak ver. Verecek kulakların var mı? Sen var mısın gerçekten?
‘HAYALİMDEKİ SEVGİLİYE…’

ELİF ER
www.kafiye.net