PERİ MASALI
Bir zamanlar bir diyarda insanlar yalnızca yaşadıkları anı bilirlermiş. O anı geçirmeleri önemliymiş. Hatta yaşadıkları anda ne yaptıkları yada neden yaptıkları bile önemli değilmiş. Yaşam akıp giderken bir köşesinde onlarda akıp gidiyormuş. Aslında kötü insanlar değilmişler. Başkalarına da zarar vermiyorlarmış. Belki de kendilerine verildiğini zannettikleri talimatları uyguluyorlarmış tıpki bir robot gibi. Biraz da kötümsermiş bu insanlar. Nadirde olsa geçmişi düşünürlermiş. Ama hep geçmişteki yanlışlar gelirmiş akıllarına. Anıları hep ahlar vahlarla geçermiş. Ahlar vahlar yüzünden de yarını düşünemez olmuşlar. İstekleri, umutları kalmamış. Taki peri masalı başlayana kadar.

Herkese ayrı bir peri herkese ayrı bir masal. Bir anda hiç beklemediğin bir zamanda çok farklı bir şekilde birden çıkmış karşılarına bu periler. Kiminin perisi bir çocuk, kiminin ki bir dost, sevgili, küçük bir köpek yavrusu, bir buket çiçek, kocaman bir ıhlamur ağacı, özgürce gezen bir kelebek, avının peşinde bir kedi, fısıldayan kuşlar… Tüm hayatları değişmiş. Geçmişleri, yaşadıkları anları belki de gelecekleri. En azından artık yüzlerinde bir gülümseme varmış. Işıl ışılmış bakışları. Işık saçıyormuş umur veriyormuş diğer insanlara da. Artık geçmiş güzel hatırlanıyormuş. Hatalar ahlanmıyormuş. Hatalardan dersler çıkarıyorlarmış. Hatta öğrendiklerini paylaşıyorlarmış sevdikleri ile onlarda yapmasınlar bu yanlışları diye. Geçmişte yaşanan güzellikler azda olsa bir cımbızla önce onlar çıkarılıyormuş anılardan. O güzellikleri yaşatanlar anılıyormuş, aranıyormuş. Güzel dostluklar yenilenip devamı sağlanıyormuş bu bahaneyle. Anın tadı çıkarılıyormuş son lokmasına kadar. Yaşadığı anda gönlünün istediğini, mantığının dediğini yapıyormuş. Ama hala kimseyi üzmüyormuş. Farklı olan kendisini üzmelerine de izin vermiyormuş. Yaşadığı an çok kötü de olsa umudunu kırmıyormuş yüzündeki gülümsemeyi eksik etmiyormuş. Kötüden bile yine o cımbızı ile iyi bir nokta çıkarmaya çalışıyormuş. Hiç olmazsa kötüyü iyi yapmak için geleceği düşünebiliyormuş. Evet artık geleceğini planlamayı öğrenmiş. Önce kendisi sonra sevdikleri için güzellikler yapmayı planlamaya başlamış. Vatanını, insanını, fakirini, acizini unutmamış. Her umutsuzluğa düştüğü zaman bir peri ile karşılaşmış. Çünkü artık perilerin varlığını biliyormuş. Birgün birisine yine tarif edemediği bir hüzün kaplamış. Dolaşıyormuş şehri amaçsız. Birden bir bakmış ki tüm ağaçlar çiçek açmış. Hayat yeniden başlıyor doğa için demiş. Benim için neden olmasın…. Onun için ağaçlar peri olmuş bu sefer. Bir başka hüzünde belki gökyüzündeki bir bulut olacak perisi.

Bu diyarda öğrenmiş insanlar yaşamdan keyif almanın sırlarını çünkü onların kendi hayallerinde kurdukları peri masalları var artık. Hepsi bambaşka periler. Ve tüm diyarlara peri masalları musallat olsun diye dua etmişler. Peri masalları ile dolsun tüm dünya. Hatta belki paylaşmak isterler bizle perilerle tanışan insanlar masallarını. Gerçekten var olduğunu ispatlamak için. İnanmayanların, umudu olmayanların hayal kurmalarını sağlamak için. Bir parça da olsa yüzlerini güldürebilmek için.

SERAP DURMUŞ-25/04/2006
www.kafiye.net