Zeynep Pişkin, biricik torunum.
06.10.2014/Pazartesi- İZMİR
Sevgili Zeynep Torunum;
 
Merhaba Zeynep’im, merhaba canım, merhaba bir tanem. Bugün bayramın üçüncü günü ve senden yine haber alamadım. Seni yine kucaklayamadım. Senin o güzel yüzünü göremedim. Bana “ Dedem, biricik dedem, tontoş dedem, pamuk dedem”. deyişini yine duyamadım bu bayramda. Yine hasretleri mektuplara ekledim, yine özlemleri beyaz sayfalara sığdırmaya çalıştım. Sıcaklığını hissedemedim bu bayram da ve yine gelecek meçhul bayramlara kaldı sıcaklığını hissetmek.
 

 

Zeynep’im; tam dört yıl oldu seni geremedim. Tam dört yıl oldu seninle buluşup kucaklaşamamız. Yıllar ne kadar da çabuk geçiyor değil mi biricik torunum. Senin dünyaya gelişindeki o çığlıkları duyamadım, duyurmadılar. Dünyaya geldikten sonra da yüzünü göremedim, görmek nasip olmadı ve ne yazık ki o güzel yüzünü hala göremedim. İçimde bir acı, bir burukluk, anlatılması o kadar zor duygular var ki, artık isyan edesim geliyor bu adaletsizlikler karşısında. Seni görememek bana cehennem azabından büyük geliyor. Cehennemde yansam inan bu kadar acı hissetmem. Duyguları seller olup dağları yıkacak, ama taş kalpli üç kişinin kalbinde nedense bir yumuşama yok. Seni hala bana göstermemekte inatçılığa devam ediyorlar.

 

 
Biliyor musun Zeynep’im, seni görmem konusun da bana kendi canlarımdan biri; “ Sen kendini toparlan, mali yönden düzel, cebinde biraz paran olsun, o zaman Zeynep Torununu görmeye gidersin, sana da bu konuda engel olmazlar. Rahatlıkla ziyaret edebilirsin.” dedi. İnan bu söz bana öyle ağır geldi ki, Allah o an canımı alsaydı da bu sözü kendi özümden birinden duymamış olsaydım. Sanki fakir olmak suç, sanki paranın olmayışı suç, sanki ben torunumla param olursa konuşabilecekmişim gibi böyle bir ifadeyi kullanması beni öyle bir yıktı ki, zaten yaralanmış olan gönlüm bu sözden sonra sanki bir deprem geçirmiş gibi oldu.

 

 
Sevgili Zeynep Torunum; şuan ekonomik açıdan gerçekten çok zordayım. Mali açıdan sıfır olmuş ve bazen dostlarım, arkadaşlarım bana yardımcı olmazlarsa inan yaşamakta ve ayakta kalmakta da çok zorlanacağım. Allah, dostlarımdan razı olsun. Allah onların yokluğunu ve o güzel kalplerini merhametten hiç ayırmasın. Bana canlarımın uzak kaldığı, bana yardım elini uzatmadıkları şu köhnemiş dünyada, şu fani dünyada değerli dostlarım ve arkadaşlarım kapılarını açtı, yardım ellerini açtı ve bana hastalığımda, kötü günümde can yoldaşı oldular. Fakir soframı bereketlendirerek bereketlerine bereketler katarak benim sağlıklı bir şekilde ayakta kalmama yardımcı oldular.
 

 

Sevgili Zeynep’im; bu durum fazla sürmeyecek. En fazla şurada bir iki yıl gibi bir zorluk devrem kaldı ve bu zorlukları da aşacağım. Bu yaşadığım o acılı kötü günler mutlaka sona erecek. Ben bu güne kadar kimseye kötülük yapmadım. Sadece herkese mali açıdan olmasa da manevi açıdan nasıl yardımcı olabilirim diye sadece iyiliği, yardımcı olmayı, kırık gönülleri biraz olsun güldürmeyi düşündüm ve hala aynı duygularla yaşamaya devam ediyorum. Eğer ben zengin olmuş olsaydım inan senin sesini de, kokunu da, sıcaklığını da mutlaka görürdüm. Beni en çok üzen, senin babana kötülüğüm olmadı, baban ile tanışma imkânım olmadı, benim damadım olmasına karşın hala adını bile bilemiyorum. Babanın ve annenin düğünlerinde yanlarında da yoktum. Bana çok kızmışlar ve düğünlerine davet etmediler. Tabi ki bu düğüne benim annem ve kardeşlerim de davet edilmediler. Yani ben ve benim tarafım düğüne davetli olamadık ve annen ile babanın o mutluluklarını görme durumumuz da olmadı. Hayat çok acımasız olsa da mutlaka devam ediyor. Yaşadıkça bakalım daha neler göreceğim.

 

 
Canım Zeynep’im; bu bayramda senden ayrı, annen ve babandan ayrı geçiyor. Yine gözyaşlarım bütün bedenimi yıkadı. Bu bayram sabahında hüzünler odamın içerisinde benimle beraber dertleşip duruyor. Umarım ki senden olan bu ayrılığım bir gün son bulacak. Beni sen mutlaka tanıyacaksın. Ben biraz daha ihtiyarlamış, sen ise biraz daha büyümüş, o adım adım büyümelerini göremeden birden bire serpilmiş bir genç kızı karşımda görünce çığlıklarım nasıl olur bilemem ama, bu yaşlı kalbim o güzelliğinin karşısında fazla heyecandan, o mutluluktan dolayı inşallah sektelemez beni zor durumda bırakmaz. Sen de ilk defa gördüğün bu yaşlı tontonun, herkesin pamuk dede dedikleri bu yaşlı deden seni üzmez. Seninle karşılaşmayı büyük bir umut, büyük bir tutku ve büyük bir özlemle bekliyorum. Seni yaşlı gözleriyle her an karşılamayı bekleyen biricik Pamuk Deden, Hüseyin Dedenden kucak dolusu selamlar. Yüzün güleç, gönlün hoş, umutların daim olsun canım. Allah’ın koruması ve selameti üzerine olsun canım.
 

Allah’a emanet ol Zeynep’im.

 

 
Hüseyin Deden.

Hüseyin DURMUŞ
Emekli Edebiyat Öğretmeni
Şair Yazar
www.kafiye.net