Yıkık ve Dökük

Terk edilmiş bir kulübe gibiyim
Yıkık, dökük…
Bir depreme daha dayanamaz temelim!
Çökerim, biterim…

Yaşanacak o kadar çok şey varken
Yaşanmışlara bakıyor herkes,
İlerlemek yerine yerinde sayıyor,
Hatta geri geri gidiyor…

Sen de onlardan olma,
Boş ver uğraşma,
Benim sahibimdin ya hani,
Kilitledin kapımı, çekip gittin!

İşte, işte o gün bir hata yaptın
Pencerelerimi açık bıraktım.
Senin amacın yalnız bırakmaktı beni,
Ben artık yalnız değilim ki…

Hep misafir geliyor şu yıkık halime,
Kuşlar ziyaretime, rüzgâr şarkı söylemeye geliyor!
Bazen sonbahar yaprakları olanları anlatıyor!
Bazen de senin yaptığın zalimlikleri….

Bu evi, beni bırakıp gittin
Tam köşede çocuklar oynuyordu,
Onlara para verdin ve bir de taşlar!
Çocuklar ilk önce parayı ceplerine koydular,
Sonra o taşları, bana bu yıkık dökük eve attılar!

Köşeden olanları izledim.
Kahkahalar ışıklarımı söndürdü
Karanlık baştı birden
Sonra döndün gittin
Bu evin temeli,
Benim kalbim artık yıkıldı…

Şerife Pınar ERÇELİK
İzmir Beştepeler Lisesi
9 / c sınıfı
www.kafiye.net