BABAM


Bugün senin doğum günündü babam. Ve ne tesadüf ki yıllar sonra doğan torununun doğum tarihi de aynı idi. Her yıl torunun Şebnem ile birlikte pastanızdaki mumları üflerdiniz. Ve her yıl tüm aile bir arada olduğumuz için şükrederdik.

Bu defa yoksun babam. 28.01.2008 pazartesi günü mübarek ezan sesleri arasında son nefesini verdin. Tek tesellim senin elden ayaktan düşmeden, acı çekmeden huzur içinde yatağında aramızdan ayrılman. Allah bunu nasip etti sana çok şükür. Evimizde hiç ölümü hissetmedik sen hasta yatağındayken, hep iyi olacaksın diye dualar ettik ve hep birbirimize son ana kadar böyle hissettirdik. Ama yetmedi dualarımız, aramızdan ayrıldın. Ve biz hala buna alışabilmiş değiliz. Alışmakta mümkün olmayacak zaten. Sadece yokluğunu kabullenmek zorunda kalacağız çaresiz. Sen bizi hep hayata güçlü hazırladın. Zaten hayatını da hep bize adadın. Eminim ardında bizi güçlü bıraktığın için, varlığındaki gibi yaşamamızı isterdin. Öyle yapmaya çalışıyoruz bizde. Dimdik ayakta hayata sıkı sıkı bağlı birbirimize destek olarak bir aradayız ve hep bir arada olacağız.

Her birimizin doğum gününde olduğu gibi yine sofra kurduk babam. Yine ailece yemek yedik. Çünkü hayat devam ediyor. Ve birbirimize üzüntümüzü hissettirmeden, acımızı içimizde yaşayarak, yüzümüzde tebessümle bir aradaydık. Sanki sende bizimleydin.. Ama bu defa ortada üflenecek mumlar yoktu. Sensiz bir doğum gününde torunun da bunu yapamadı….

Ölümünü sindirmek kolay değil babam. Senden rahmetli diye bahsetmek canımı acıtıyor. Ölen köpeğimle konuştuğum gibi seninlede konuşuyorum sürekli. Bir arkadaşım ölenin ardından konuşacak bir kişi bile kalmadığında o kişi ancak o zaman ölür demişti. Senin varlığın, senin ismin hiç unutulmuyor ki. Sen bu yüzden aramızda yaşıyorsun daima, unutulmuyorsun Unutulmayacaksın.

Bir arkadaşımız hangi esnafa gitsem nereye gitsem babandan bahsediliyor dedi. Öyle iyi bir insandın ki ardından hep iyiliklerin, yüreğinin güzelliği, bonkörlüğün, güler yüzün konuşuluyor.

Dükkanın üst kat komşularından biri her sabah servis beklerken babanız beni içeri çağırırdı soğukta bekleme kızım derdi, iyi bir insandı diye senden bahsetti. Apartman komşumuz ise başka bir şey anlattı başsağlığı dilemek için geldiğinde.

Bir akşam elinde karpuz ile eve gelirken rastlamışsın kapıda. Ondan bıçak istemişsin, karpuzun yarısını kesip ona vermiş eve öyle çıkmışsın. Ardından yaptığın iyilikler konuşuluyor, eli bol gönlü zengin babam, hayatta iken duyduğum gibi gurur duyuyorum seninle. Evladın olduğum için ne kadar şanslı olduğumu sürekli hissediyorum.

İyiki doğdun babam. İyi ki senin evladınım. İyi ki bizi yüreğinin güzelliği ile yetiştirdin. Bıraktığın ekmek teknesinde kurduğun aile içinde varlığındaki gibi bir yaşam sürmeye devam ediyorsak bilki sayende.

Huzur içinde yat babam.

Seni seviyorum ve hep seveceğim

Ortanca kızın

Şule AKAR
05.02.2008
Saat: 23:30
www.kafiye.net