Ne Kadar Saygı Görüyoruz

Türkler, tarih boyunca en eski türk toplumlarından bu yana,kadına büyük değer vermişler,adeta bir kutsal varlık olarak görmüşlerdir.
Kadın,daima erkeğinin yanında yer almış,ona güç ve ilham vermiştir.
Destanlarımızda ise kadın, erişilmesi zor olan bir ilahi varlık konumundadır.
Ve destanlarımızda ilk göze çarpan kadınlara duyulan sevgi,saygı ve sadakattir.
Destanlarımızda şehvet kokan,şehveti andıran,şehvet ile alakalı bir tek cümle yer almaz.
Türk kadını temiz bir ahlaka sahip,iffet timsali olarak gösterilir,övülür.
Okuduklarımızdan anlıyoruz ki,türklerin kadınlara verdikleri kıymet, önem ve hürmeti,başka hiç bir millet kendi kadınına göstermemiştir.
İslamiyet öncesinde de türklerin,kadınlarına saygılı ve hürmetkar davrandığını görüyoruz.
Türk kadını diğer toplumlarda olduğu gibi hiç bir zaman baskı altında tutulmamış ve aşağılanmamıştır.
Başka toplumlarda kadınların genel durumu acınacak haldeyken,türk kadın ve kızları her zaman toplumun şerefli ve saygın bir ferdi konumunda olmuşlardır.
Tarih boyunca türk milleti hariç,kadınlarını aşağılayıp hor görmeyen, alıp satmayan başka bir millet yoktur.
Türklerde, bir kadının hatırını kırmak,onu incitmek, saygısız davranmak en ayıp işlerden sayılır,kadına saygısız davranan ayıplanırdı.
Kız çocukları, erkek çocuklarından ayrı tutulmaz,doğumunda sevinilir,evlat ayrımı yapılmazdı.
Genç kızların da eş seçiminde özgür olduğunu,bir çok haklara sahip olduğunu görüyoruz.Mesela; henüz başka toplumlarda kadınların sahip olmadığı boşanma hakkına sahiptiler.
O devirde tüm toplumlarda çok eşlilik var iken,türkler genellikle tek eşliydiler.
Kadınların kuma ve ortakları yoktu.
Eski türk tarihi ve destanlar da türklerin kadına duydukları saygı öyle anlatılır ki,kadın ve kız çocuklarının yanında hayvanlar dahi kamçılanmaz,şiddet gösterilmez,küfür -hakaret gibi çirkin sözler söylenmez,hatta sert bir dil ile konuşulmazdı.

Türk kadınlarının tarih boyunca toplum içinde böyle saygı ve hürmet görerek yaşamış olması, türk karakter ve kültürünün son derece yüksek bir değerde olduğunu gösterir.

Bu güne baktığımızda kadınlar sosyal hayatta varlığını sürdürüyorlar.
Eskiden olduğu gibi devlet yönetiminde de söz sahibidirler.
Birey olarak hür,pek çoğu çalışan ve kendi ayakları üzerinde durabilir konumdadırlar.
Ama,eski türk kadınlarına oranla toplum içinde ne kadar saygı görüyorlar? tartışılır.
Eskiye oranla kadın,toplumda ne kadar kutsal bir varlık olarak görülüyor? o da tartışılır.

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki,dünya kurulalı beri,tarihin hiç bir döneminde şehvet bu kadar hortlatılmamış,tarihin hiç bir döneminde kadınlar bu kadar aşağılanmamış,cinsel bir obje olarak görülmemişti.

Ve türk kadını tarihin hiç bir döneminde bugün kü kadar vücudunu teşhir eder hale gelmemişti.

Eski türk kadınları,cinsellikleriyle,dişiliği ile,çekiciliği ve vücut teşhiriyle değil;
Edebi,iffeti ve ahlak güzelliği ile ön plandaydılar.

Bugün ise,mahramiyetinden soyunmuş,hayranlık uyandıran kutsallığını yitirmiş bir haldedir.

Ailesi içinde dahi saygı görmeyen kadınlar mevcuttur.
Yetiştirdiği evlatları tarafından horlanan,dışlanan kadınlar mevcuttur.
Kocası tarafından dövülen,sövülen hakaret ve zulme uğrayan kadınlar mevcuttur.
Bir sürü erkeklerin çirkin tekliflerine,tacizine maruz kalan,tecavüze uğrayan kadınlar mevcuttur.

Eski türklerin kadına verdiği değer,gösterdiği saygı ve hürmet tabi ki boşuna değildi.Kadınlara ana-bacı gözü ile bakmaları,kutsal ve yüce görmeleri boşuna değildi…Kadınların hayatlarına baktığımızda hepsinin birer iffet,haya abidesi,namus timsali olduğunu görürüz.

Günümüzde kadınların gördüğü saygı ve değer ne kadar?

Türk kadını olarak tarihten bu yana bizi biz yapan,kendi değer yargılarımıza ne kadar dikkat ediyorsak;
Edep,onur,haysiyet,iffet,namus gibi ahlak kurallarına ne kadar riayet ediyorsak, toplumdaki değerimiz ve saygınlığımızda ancak o kadardır.

Hatice Hantal
www.kafiye.net