İSTANBUL’U BEN VURDUM

Bu akşam;
Aklımda bir İstanbul vardı belli belirsiz,
Sahipsiz ve de yalnızdı tıpkı benim gibi,
Onu da ben vurdum,
Koskoca şehri, küçücük bir kadehe hapsedip, acımadan sıktım alnının ortasına.

Boylu boyunca uzanmıştı bebek sahillerinde,
Son nefesinde, son arzusunu fısıldadı o koca şehri masum,
Bir türkü edasında, ağıtları sıralarcasına,
Suçlu ben değilim dermiş gibi,
Döktü, kustu içindeki kini nefreti.

O kadar canımı acıtmıştı ki,
O an, o saniye vurdum gözümü kırpmadan,
Kimseler bilmedi, bir tek o biliyordu,
Kimseler hesap sormayacak biliyorum, Allah bile sormayacak günahını.

Bu akşam;
Aslında ben beni vurdum farkında olmadan,
Bir suçlu aradım sanki hiçbir şey görmemiş, bilmemiş gibi,
İstersen kır kalemimi hâkim bey,
Bir kurşunda kendime sakladım,
O gittikten sonra, ha yaşamışım, ha ölmüşüm, ne fark eder.

Aslında suçlu İstanbul değildi,
Aklımda bir suçlu yaratmıştım,
Asıl suçlu, karanlığa hapsettiğim,
Her damlasında isyanımı haykırdığım,
Gözlerini gözlerimden esirgediğim,
İsmini dahi bilmediğim bir kadındı hâkim bey.

ZÜLKÜF KILIŞÇI
www.kafiye.net