SAÇMALAMAK PARAYLA DEĞİL
Nasıl başlarsınız, nasıl söylersiniz, nerelerden anlatmak istersiniz? Hayırdır deyip bir ipin ucunu yakalayarak bir şeyler karalamak, bir şeyler yazmak, bir şeyler söylemek… Evet can dostlarım. Çoğu zaman yazmak istediklerinizi yazamazsınız ve yazdığınız zamanda, siz ne yazdığınızdan ne de yazmaya çalıştığınızdan bir şeyler anlatamazsınız. Ben nasıl olsa saçmalamaya başladım. İsterseniz ilk defa bugün benim saçma cümlelerimi, bölük pörçük olan ve doğru dürüst bir anlamı olmayan satırlarımda hele bir gezinin olmaz mı? Sonra çalakalem bana bir de yorum yapın, bu ne biçim yazıdır demeyin sadece. Ne bileyim dostlarım, insan saçmalamaya başlayınca, işte böyle satırlar dudaklarımdan kaleme doğru akıverdi.

Benim son zamanlarda iki sıkıntım oluştu. Biri hasta olmama karşın ilaç kullanamamak. Aspirin de dahil bana antibiyotik ve penisilin ilaçları yasak. Çok az dozda ve doktor kontrolünde ancak verilebilecek. Başka hastalar gibi her ilacı çok rahat kullanamıyorum. Bu durumumu duyan doktorlar hemen bana;” Beyefendi, size tavsiyemiz asla hastalanmayın. Hastalanırsanız İmamı yanınıza çağırın size okumaya başlasın.” Demeye başladılar. İnanın bu konuda o kadar çok canım sıkılıyor ki. Düşünseniz ya dostlarım. Hasta olacaksınız ve tedavi amaçlı ilaç kullanamayacaksınız.  

Bir diğer düşüncem de değerli dostlarım şuan bu rahatsızlıklardan dolayı bazen de kara kara düşünüyorum. Nasıl düşünmem ki. Ölümüne seviyorum dedikleri gibi gerçekten ölümüne seviyorum ve aşığım. Hem öyle çok seviyorum ki, yemin ederim sesini duymayınca, onunla konuşmayınca içim rahat olmuyor. Esmer güzelini gerçekten ölümüne seviyorum ve bu uğurda da ölmeye kararlıyım. Ölümün dışında esmer güzelimden başka bir şey beni ayıramaz. Kavlim, sözüm ve Allaha verdiğim yeminim de bu uğurda. O benim biricik esmerim. Bu sağlık sorunum bazen beni çok zorluyor. Elimde de değil aslında. Ama kader diyeceğim birazda doğrusunu isterseniz. Esmer güzelim de beni çok seviyor biliyor musunuz can dostlarım? İnanın Allahtan tek isteğim şu dünyada beni gerçekten anlayan, bana değer verecek bir sevgili buldum ve bulduğum bu çok değerli, nadide insana sarılıp; aşkım, bir tanem, biricik sevgilim, esmer güzelim demeyi bana nasip etsin Allah. Onun kokusunu duyayım. Ona sarılayım ve gerçekten dünya gözü ile ona bol bol sarılayım. Şuan bütün arzum bu değerli dostlarım.  

Bu arada can dostlarım bu dünyada sağıma soluma bakıyorum. Kimsenin malında mülkünde gözüm yok ama; her yeni iktidar yeni zenginleri türetirmiş misali her iktidar değişiminde ülkemizde zenginlerin durumu ve kalitesi de gerçekten çok değişiyor. Çevremden bir çok tanıdığım murat124 ten şimdi mersedeslere terfi ettiler. Ben ise hala tabanvaya kuvvet. Yüce tanrım bazılarına yürü ya kulum diyor yürüyorlar. İnanın kimsenin malında, parasında, mülkünde gözüm yok. Ama neden bende de biraz olmasın değil mi? Hani Allah’ın adaleti eşitlik üzerine. Olsun can dostlarım, belki bir gün de Allah bana; “ Yürü ya kulum. Çok süründün, hadi bakalım biraz ayağa kalk ta fazla şikayet etme.” der sanırım. Birçok kişi deveyi hamudu ile götürürken bana devenin tüyü bile düşmüyor. Tüy düşerse bana, bakarsınız zengin olurum diye kıskananlar o tüyü bile bırakmıyorlar yolumda.  

Can dostlarım o kadar çok söylenecek şeyler var ki, aslında sizlerle biraz daha sohbet etmeyi düşünüyordum. Hani ölüm nedir, ölüm insana neler verir? Ölüverirsem benden sonra kıyamet zaten kopmuş olacaktır, ama ya ölümün benden sonrası? En çok düşündüğüm bir çalışmam var ki; yazılarım, hazırlığını yaptığım roman, yeni öykülerimi daha yeni yeni kaleme almaya başladım. Bir de biricik esmer güzelime kavuşamadan ölmek, Allah’ımmmmm, aklıma getirmek bile o kadar korkunç ki… 

Evet can dostlarım saçmalıklardan bir demet okudunuz. Şunu söyleyebilirim ki; gerçekten ölümüne seviyorum. Çok seviyorum. Uğrunda her an ölebilirim. O nedenle sevgilim, biricik aşkım için yaşamam gerek. Sağlıcakla kalın can dostlarım. 

Saygılarımla. 

Hüseyin DURMUŞ 
26.02.2008 izmir
www.kafiye.net