Ne ferhatım nede gamber
Ciğerime saplı hançer
Bir kuzum var baba ister
Göremedim zorda kaldım
Dönüşü olmayan bir yola girdik
Sen hala köşede beni beklersin
Mazi bir masaldı sonuna geldik
Utanmadan birde başa dön dersin
Boyumu aştın hayat
Sustukça derdi dayat
Birazda pembe boyat
Kararttın düşlerimi
Kader yine hasat başladı erken
Koymadın dalımı gönlü biçerken
Bir bir budadığın ömrü kaçarken
Dikenle ördüğün tele kaptırdım
Hasret basıp bağrıma
Senden ayrılıyorum
Peygamber ocağına
Gururla yolluyorum
Asker uğurluyorum
Ecelim olsan ölüme
İşgencem olsan zulüme
Kara olsan kaderime
Çilem der yine severim
Büyütüp beslediğim
Can diye seslediğim
Sırtımı yasladığım
Bayrak mı damatlığın
Dizilmiş binalar bir mezar gibi
Dağı taşı uçan kuşu özledim
Beton şehir keser bak nefesimi
Köyde tezek kokan kışı özledim
Seviyorum diye diye
Can’ımı ettim hediye
O vicdansız kör kediye
Deyin daha aramasın
Beni yaktı oda yansın
Sakın bana sitem etme
Gönül bağım viran oldu
Şeyda bülbül gibi ötme
Güllerim hep talan oldu