şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Sevgi yürekte gelişir, belirli varlıklarda hayat bulur. Çiçekleri seviyorsunuzdur, yetiştirirsiniz. Geniş imkânlarınız yoksa bile bir saksı darlığını genişletirsiniz… Sevginiz geçiş sağlamıştır çiçeğe… Sevgiyle sularsınız onu; o da büyür, gelişir ve açar sizin onu sevdiğinizi hissederek…
Ödevimi yapmak için çalışma masama geçtim. Defterimi, kitabımı çıkardım. Kalemlerimi çıkarmak için kalem kutumu açtığımda, kurşun kalemimin iyice küçülmüş olduğunu gördüm. Hemen, yakınımızda bulunan kırtasiyeden bir kalem almam gerekiyordu. Annemden para istemek için oturma odasına yöneldim. Oturma odasının kapısı yarı aralıktı. Elim kapıya uzandı. ‘Anne’ diye seslenmek üzereyken annemi bir köşede taşlarla oynarken gördüm.
Şu dünyada en çok suyu severim ve kıymetini bilirim. Bilirim; çünkü hayatımın her anında ona ihtiyacım var. Çünkü o olmazsa yaşam fonksiyonlarım kısa sürede iflas eder. Bu nedenle ziyan etmem bir damlasını bile… Eğer ben suyu israf edersem bilirim ki, her canlının susuz kalmasında benim de payım olur.
Sana kötü şeyler söyleyecekler, gülüp geç. Çünkü kişi kalbinde ne varsa onu söyler.
Sana iltifatlar edecekler, teşekkür et.
Sana öğüt verecekler, en iyi şekilde yararlan.
Erzurum’da doğdu. 98 yıl Erzurum’da yaşadıktan sonra yine Erzurum’da, zatürre hastalığından hayata veda etti. Ölümünden üç ay önce Türk Kadınlar Birliği tarafından yılın annesi seçilmişti.
Uyku mahmurluğu içerisinde, okuluna gitmek üzere yola koyuldu Yasemin öğretmen. Hiç keyfi yoktu nedense. Üstelik her adım başı kaldırımlarda görmek zorunda kaldığı tükürük ve balgamların tiksindiriciliği, midesini ağzına getiriyordu her sabah. Bu işi yapanlar yaptıklarının yanlış olduğunun farkında değiller miydi acaba? Ya, tam köşeyi dönerken yaşlı bir amcanın burnunun koca deliklerine parmaklarını sokup, çıkardığı pisliği de önünde durduğu evin bahçe demirlerine sürmesine ne demeliydi?
Ben, gecenin gümüş kanatlarını, ay ışığına bağlamadım hiçbir zaman. Ben, ay ışığı olmadığı zamanlarda da gecenin gümüş kanatlarını gördüm ve ona tutunmayı başarabildim. Derin çukurlara düşerken bile, çıkabileceğimi hayal ettim. Ne kadar karanlık olsa da etrafım, aydınlığı yakalayabildim.
Kardeşimin doğum gününde, ona bir oyuncak bebek almak istedik. Annemle bir oyuncakçı dükkanına girdik. Çeşit çeşit oyuncak bebeklerin arasından bir tanesini seçmek çok da kolay değildi. Hangisini elimize alsak:
—Bu da güzel, diyorduk.
—Yok, kızım, bu böyle olmayacak. Koca dükkanının içinde bir bebek beğenemedik, dedi annem.
Düşünün;
Kimler üzdü siz şimdiye kadar? Kimler okşadı ruhunuzu, yüreğinizi, en sıcağından?
Kaç yetimi doyurdunuz, kaç çocuğun geleceğine umut oldunuz, kaç mutsuza omuz…
Sevdiniz mi yürekler dolusu ya da sevildiniz mi?
Benim adım Musa. Yaşım yedi. Ama gelin görün ki, bizimkiler beni büyümüş kabul ediyorlar:
-Sen büyüksün çocuğum! diyorlar sık sık.
En çok annem söylüyor bu sözü. Sonra diğer büyüklerim… Evimizde beni düşünen kimse yok.
Ara sıra dedem: