şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Mübarek kabrinin kutsal örtüsü
Ehl-i Beyt mirası, gerçektir Hocam
Duruyor damlası, nurdur parlayan
Yürekleri yakar sıcaktır Hocam.
Sen türkümüzü söyle, o buğulu sesinle
Her keresinde yeniden hasret kokan,
Yürek yakan kızgın çöllerin ateşiyle
Göl olmuş yaşlarınla, sen türkünü söyle!..
Aşkı gömdüm gönle, sevgiyi kör karanlığa
Sözlerin yer etti, koymadı tende bir can,
Gözlerim dalsa da bilinmeyen uzaklığa
İnan beni sarmıyor, o eski heyecan!..
Ne zaman bir aşka elveda desem
Anılar uyanır, çıkar karşıma,
Ne zaman uzanıp huzura ersem
Bir avuç duygudan kopar fırtına
Yeşilin koynundan güller uyanmış
Hasretten yandıkça bizi anıyor,
Alev olmuş dili, yürek dağlanmış
Kuşlar matem tutmuş bizi söylüyor.
Uzaktan uğulduyor, emperyalistin sesi
Bu sesleri bilirsin, bu ses yabancı değil
Aziz ülkem yükselen İslam’ın, tek kalesi
Yeniden hortladı Sevr, aslı gerçekçi değil.
Gözlerinde yaşanmış yılların aşinalığı var,
Daldıkça maziye, hayalinde yanıyoruz.
Sanki kısa bir ayrılık sonrasından,
Sanki askerlikten kalma hatırlar kadar,
Şiirde, şarkıda, dalar gözlerin
Bitmeyen yılların özlemleri var,
Bir yangın yeridir ah çekişlerin
Belli gözlerinde bir aşk var.
Şimdi bir kalp ağlar, işte orada
Geleni vuruyor, giden vuruyor,
Ayrılık bir yanda, gurbet bir yanda
Gözlerimin yaşı, sele dönüyor.
Bitmeyen sedadır, şiirin dili
Buyursuz misafir akar da akar,
Dokundukça kalbe sihirli eli
Mis amber nefesi, ezelden kokar.
Manası derindir, aşk denizinde