Kategoriler

Arşivler

Hatice Eğilmez KAYA Kategoriler

Tarih 6 Kas 2015 Kategori: Hatice Eğilmez KAYA

Bahtın Yar Oldu mu Nazım Sana?

“Bakacak arkamdan mutfak penceremiz.
Balkonumuz geçirecek beni çamaşırlarıyla
Ben bu avluda bahtiyar yaşadım bilemediğiniz kadar
Arkadaşlarım, uzun ömürler dilerim size…” diyor ölümünden kısa bir süre önce
Nazım Hikmet

Tarih 27 Haz 2015 Kategori: Hatice Eğilmez KAYA

Hepsi Benim Yüzümden

Keşke şu hiçbir kaba sığmayan düşüncelerimi kimse ile paylaşmasaydım. Paylaştım da ne oldu? En yakınlarım bile aklımdan şüphelendi.

Akıl bu, hem var hem yok türünden bir nesne. İspata çalıştıkça belirsizleşiyor sanki. Bana bende varmış gibi geliyor da başkaları “sende yok,” diyorlar. Aklımı savundukça kendimi “ben sarhoş değilim,” deyip ayakları çapraz yürüyen çakırkeyiflere benzetiyorum. Onlara sarhoş diyesim var. Harcadıkları çabanın hatrına çakırkeyif diyorum.

Tarih 20 Haz 2015 Kategori: Hatice Eğilmez KAYA

Tan Malaka’nın Yaşam Felsefesi

Batı emperyalizmi Doğu’nun bereketli ve bakir topraklarında çağlar boyunca at koşturdu. Endonezya da Tan Malaka’nın doğup yetiştiği yıllarda Hollanda sömürgesi altındaydı. Yerli halk için ileri seviyede eğitim, öğretmen okullarında okumaktan ibaretti. Zeki ve yetenekli bir genç olan yazar, ülkesinde aldığı öğretmenlik eğitiminden sonra Hollanda’da bir süre öğrenim gördü. Avrupa’da yaşadığı yıllarda komünist ideoloji ile tanıştı ve bu tanışıklık onu ömrü boyunca sürecek zorlu bir mücadelenin içine attı.

Herkesin bir öyküsü var,” denir ki doğrudur. Aslında bu genellemeyi şu şekilde genişletmeliyiz belki de: “Her şeyin ve herkesin bir öyküsü var.” Evrenin var oluşunun, dünyanın yaşanacak bir hâle dönüşümünün, küçücük bir bebeğin dünyaya gelişinin, dalda açan çiçeğin yeni doğan güne “merhaba” deyişinin, yolda yürüyen kaplumbağanın sebebi derinlerde olan bir yönelişle hedefini belirlemesinin, sokağımızın köşesindeki piyango satıcısının, kitaplara sığınan karamsar bir yazarın…

Tarih 17 May 2015 Kategori: Hatice Eğilmez KAYA

Buhurdan Ayna

Akşam güneşinin
Zemine değen aksi paslı makasıyla keser
Etekleri tülden düşsel bir entariyi
Asılır kalır özürler kurumuş ağaç dallarına
Titrek parmaklarıyla göğe tutunur yabancımız tüm kederler
Susmalara yetişemem

Tarih 17 May 2015 Kategori: Hatice Eğilmez KAYA

Kaza Kurşunu Değil Sözlerimiz

Yazmak ruhlarımızı hem tımar eder hem de örseler onları. İşte bundan sebep sözlerimiz birer kaza kurşunu ya da tesadüf değil…

Bazı insanlar vardır gerek kılık kıyafet tercihleri ile, gerek düşünce ve yaşayış biçimleri ile, gerekse söylem ve eylemleri ile sıra dışı olma çabası sarf ederler. Bana gelince bunun tam tersi bir halde olduğumu yenice keşfettim. Ruh aynamdaki yansımama baktığımda sıradan kalmak, sivrilmemek kaygısını taşıyan bilinçaltı bir mücadelenin içinde buldum kendimi.

Tarih 5 Nis 2015 Kategori: Hatice Eğilmez KAYA

Işık Doğudan Gelir

Düşünce ve edebiyat tarihimizde önemli köşe taşlarından birisi olan Cemil Meriç 12 Aralık 1916 doğumlu. 1916 insanlığın kan, gözyaşı, salgın hastalıklar, toplu kıyımlar, savaş ve ölümle sınandığı 1. Dünya Savaşı’nın en çetin yıllarından birisi. Yirminci Yüzyıl’ın ilk çeyreğinde doğan kuşak ne talihsizdir. Bu evrensel talihsizlik neredeyse her birinin kişisel hayatlarında etkili olmuştur.

Tarih 4 Nis 2015 Kategori: Hatice Eğilmez KAYA

Kayıp Şiir İlanı

Yıllar önce bir şiir dinledim adını ve şairini bilmediğim. Sonra hatırımda bu şiirin sadece bir dizesi kaldı: Bana Bir Türkü Öğretsen.

Kim söylemişti bu dizeyi? Başka ne söylemişti şiirinde? En ufak bilgim yoktu. Düpedüz bir şiiri kaybetmiştim. Fakat hükümsüz değildi. Eğer hükümsüz olsaydı o tek dizeyi de unuturdum. Peşine düşmezdim yıllar yılı. Edebiyatla ve şiirle ilgilenen herkese sormazdım. “Bu dizeyi hiç duydunuz mu?” diye.

Tarih 3 Oca 2015 Kategori: Hatice Eğilmez KAYA

Bir Kar Yağar İnceden

Hangi şehre, ne zaman kar yağsa ılıklığı dağılır yeryüzüne oradan. Bırakın ruhların ısınışını, tenlerimiz dahi soğuktan kurtulur ak endamlı bir dosta ermekten. İyice üşümeden, gökyüzünün öfkesiyle boğuşmadan, zemherinin soğuk nefesini iliklere kadar hissetmeden ona kavuşulamadığı da bir gerçek. Tıpkı zorlukları aşmaksızın feraha kavuşamayacağımız gibi.

Tarih 3 Oca 2015 Kategori: Hatice Eğilmez KAYA

Hükümsüz İyilik

En yakın arkadaşım bir gün bana, “Çok iyisin,” dedi. “Hatta fazla iyisin.” Bu değerlendirmesini iltifat kabul ettiğimden teşekkür ettim. “Fakat iyiliğin fazlası israftır, sakın unutma,” diye de ekledi. Son cümleyi işittikten sonra hafifçe burun kıvırdım. İyiliğin israfı mı olurdu hiç?

Yıllar içinde hayata ilişkin kırgınlıklarım artıkça, iyiliğin israf kabul edildiği halleri fark ettim. Yine de oldukça sıradan olan hayatımın ve iyilik melekemi kaybetmemin öyküsünü birilerine anlatacak olsaydım, iyiliğin halk içinde itibar görüp görmediğinin aslında hiç mi hiç önemi olmadığından söz ederdim.