şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Hatice ben, hani deyişinle masaldan fırlayan (biz ona sızan diyelim) şirin kahraman. Evet ta kendisi. Peki sen kimsin? Gece mi? Duvar mı, sızı mı, şarkı mı? Boş mu vereyim? Peki..
Nasıl mıyım? Hep aynı. Hep yorgun. Hep dolu, hep üzgün, hep hep. O kadar hep..
Koparıyorum onu kendimden- cümlesinde elbet büyük bir anlam vardır. Fakat bu söylemde kalmadığında, sahiden aradaki o bağın kopmaya başladığını fark ettiğimizde, hatta fark etmeyi bırakalım, onun varlığını kabul etmeye başladığımız andan itibaren, o anlam iyileşene ya da yok olana dek, kat la nır. Onlar katına katlanır bizse onlara katlanırız.
İlkokula başladığımda, sır değirmeninin orada oturuyorduk. Sanırım ikinci ya da üçüncü evimizdi. İki katlı, beyaz, bahçeli bir evdi. Biz birinci katta oturuyorduk. Üstümüzdeki insanları hatırlamıyorum. O zamanlar çok cılızdım, oturma odasının penceresinden ayaklarımı salındırır, hemen önündeki ağaçtan şu minik yeşil elmalardan yerdim. Kuş elması mıydı onun adı? Onu çok severek yerdim.
Bugün senin yüzünden düştüm. Merdivenler ve yüzük parmakları… Düştüm çünkü aklım başka yerdeydi. Ne kadar kestirirsem kestireyim saçlarım gibi elbiselerimde hep uzun, yer sanki ayağımin altından kayıyor, hiç sağlam basamiyorum. Birisi birisi için, o yürümeyi bilmiyor deyince gülmüştüm.
Hesaba katmadığım her şey, günün ışıyıp yüzümde doğurduğu lekeler gibi ortaya çıkıyor ve tuhaf ki ben yabancılık çekmiyorum. Size bunu en basit, en sıyrılmış şekliyle anlatmalıyım. Zira idrak edilmesi zor, ikrar edilmesi yasak. Ama anlamamız lazım bunu, görmezden gelmememiz lazım. Bu yüzden ve her sebepten affet, beni affet.
Oysa çok bekledim. Seslere kulak kesildim. Uyudugumda üstümu ortmemistim. Uyandigimda üstümu ortmuslerdi.
Bi el var yanibasimda, daha gözüm açılmamış olacak ki goremedigim. Bi toz yumağı var başımın hemen önünde taşıyorum. Hayır yük değil, ağır değil, o benim sevgilim.
Hala aklım ermiyor. Hem nasıl bu kadar iyi, hem nasıl bu kadar kötü, olunur. Dünya da güneş sisteminin metreslerinden zaten. Güneş de sıcacık kocaman kollarını açıp açıp dünyanın gerdanina mucevherler takiyordur. Bizlerse onlari izlemek icin can atiyoruz. Mahrem birakmiyoruz. Hayat… Ne cibiliyetsizsin.
Annemle balkonda lafliyoruz ve az evvel o benden önce ölürse nasıl olacağını düşündüm. Çöp toplayan motorlu abi işletmenin önünden çöpe yöneldi oysa karanlıkti ama yanında ışığı vardı ve annem buna sevindi. Sonra yağmur atistiriyordu elimi göğe uzattım ve damlamadi.
Komik olma hep bir giden bir kalan vardır iste hayatta sanki ben bilmiyorum. Dört işlemden pay biç. Ben bile isteye buradayım hala yoksa kim demiş ben senin ah mübarek gonlune hayranim. 10a kadar saydimsa istedim de saydım beni zorlamis gibi dönme ah beni sevmiş gibi dön yeniden tanisalim. Bak dünya islanmis sabah sende ıslanma.
Merhaba sinek ısırıklarının müellifi,
Gece güzel. Sen kötü. Ben sütten çıkmış ak kaşık. İyiyim, sen nasılsın? Adına daha kötü başka bir şey söyleyemem, ben ak kaşığım. Ben sütten çıkmış. Ben ak. Ben kaşık.
Ben…