şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Gözlerini açıyorsun yavaşça dünyaya. İlk adımını ağlayarak atıyorsun. Ağlıyorsun; çünkü lanetlenmiş dünyanın tam ortasında buluyorsun kendini. Dünyaya, bedenine, nefes almana binlerce kez lanet ediyorsun. Elinden tek gelen şey ağlamak oluyor ve sen de doyasıya ağlıyorsun. Birilerine sesini duyurmaya çalışıyorsun.
Hayatın ağına kapılmış yaşamımı sürdürüyorum. Gidişinin ardından ne kadar zaman geçti bilemiyorum. Bildiğim tek şeyin sana olan hasretin günden güne çoğaldığından emin olmam olsa gerek. Gitmen gerekli miydi diye düşünüyorum içten içe. Soruların cevaplarını arıyorum sürekli. Bulamasam da umudumu yitirmediğimi biliyorum. Yüreğimin derinliklerine işlemiş olan kokunun uzun zaman
Yol gösteriş mi yoksa kaçış mı göstermiş olduğun? Yardım etmek mi amacın yoksa kurtuluş mu? Ne yapmalı yapılanın karşısında? Kararsızlığı dökerken bu satırlara; kâğıtlara güvenebileceğimi düşündüğümden… Bana yardımı dokunmasını mı istiyor? Yoksa sıkıldı da kurtulmak mı istiyor?
Sahte olan gülen yüzler mi yoksa hayatın ta kendisi mi? Hayattan emin olmamakla birlikte kendimden de emin olmama duygusu var… Gözyaşlarımın ansızın yanaklarımdan süzülmesi neyi işaret ediyor? Hiç nedensiz ağlamamın sebebini bana kimin açıklayacağından da emin olamıyorum…
‘’Seni herkesten ayrı tutan bu belki de… Ruhunun asilliği korur sana olan tutkumu… Ayrılmaz bir bütün gibi el ele, diz dize, göz göze… Beni ayakta tutan bağlılığına bağlıyım…’’
Gökyüzünü kaplayan mavi tabakaya gözüm dalmıştı. Kuşkusuz tapılası bir güzelliği bulunmaktaydı. Huzur veren ayrı özelliği vardı. Ruhumu huzura eriştiriyor gibiydi. Yıldızların kışkırtıcılığı kanıma sıcaklık katıyordu. Böyle bir ortama duyduğum hasretin gitmesine sevinmiştim. Gözlerimi yukarıya devirerek koyu tabakaya; beni böylesine mutluluğa soktuğu
Neyi biliyoruz, bu kısacık hayatta bunca dönen şeye rağmen? Her şeyin farkında olduğumuzu sanıyorken, hiçbir şeyi göremiyormuşuz… Anlaşılan hayatın sadece bir yüzünden haberimiz var. Bu küçücük ömrümüzde henüz hayatın gerçekleriyle karşılaşamadık.
Aşk satırlara dökülmüyor tamamıyla hiçbir zaman. Tam anlatacakken yüreğindeki o karşı konulamaz sevgini, işte tam o zaman tüm cümlelerinin tükenmek üzere olduğunu anlarsın ve durduğun yerde dört döner, şaşırıp kalırsın sanki.
Geceler bitsin diye haykırırım her zaman dünyaya ama gecelerin dostum olduğunu ne de çabuk unuturum oysaki. Geceler olmasaydı eğer kim nasıl içini dökerdi duvarlara. Zifiri karanlık sökerken içe saplanan huzuru ağlamaklı geçirmek ne de büyük bir kayıp
Boş… Bana gelen ve benden dışarıya akan hisler bomboş… Gözkapaklarım nedensiz çaba sarf ediyor. Ne duvarın ne de karşımda dikilen insanın değeri var. Ayna kırıkları acıtıyor ayağımı ansızın; az da olsa çıkarıyorum sanal âlemden zihnimi… Ayna karşımda gurur verici